Önce martılar sustu, ardından bulutlar ağladı.
Hani gri dünyamızı, maviye boyayacaktık.
Siyahları geceye bırakıp, mavi atlaslar kuşanacaktık.
Yıldızlara asacaktık, şeytan minarelerini.
Umutlar sarkacaktı dua ağacımızdan.
Asude yaz akşamlarında, çimlere uzanıp ılık şiirler içecektik.
Söylemiştim ben sana,
Zebunu olduğumuz aşkta, zor oyunu bozar.
Şimdi bana rehin bıraktığın, acıların yıldönümünde.
Mum gibi günden güne, erimekteyim.
Sudan çıkmış balık gibi, çırpınmakta yüreğim
Bohem gecelerin, ıssız yalnızlığında.
Hazan akşamlarının, hazin bestelerinde,
Yorgun gözyaşlarımı içmekteyim.
25 Kasım 2010 Perşembe
19 Kasım 2010 Cuma
Ruhumun Hazin Öyküsü
Bir darlık yaşıyordum,
Kime hissiyatımı anlatacağımı hiç bilmiyordum.
Dost nefesleri özlüyordum ve vefayla anlamlı olmayı diliyordum.
Geri dönüşüm olmasın,
İhsan muhakkak bir karşılık beklentisiyle kurumasın.
Sevdanın harıyla anlamlaşsın, aşkın sahifelerinde hep koklansın.
Ahde vefa yormasın,
Sadakat yılgınlığı halin ikliminde fakirlik yaşamasın.
Aşk kalbin en müstesna suhuleti olarak anılsın ve hiç horlanmasın.
Zevkin ilk adımı olmasın,
Haz, heveslerle yoğrulup anlamsızlığa duçar olmasın.
Renklerle ve kâinatta anlamlaşan çiçekler ve dilekler kalbi bulsun.
Yıldızlar mahzunlaşmasın,
Meltem rüzgârı ve semadan inen yağmur sağanağı.
İdrakte ve hilkatte muvazene bulsun, aşk kalbi hakla buluştursun.
Nisanın asudeliği hissedilsin,
Yaprağın zarafetinde ve tomurcuğun bereketinde.
Mübarekliği kuşansın, hoyratlık ve Sırnaşlık kalplerinden uzaklaşsın.
Edebin güzelliğinde anılsın,
Hamiyetin yüceliğinde ve kelamın özünde kalsın.
Annelik payesiyle şakısın ve hasredilen cennetle baharları koklasın.
Bağnazlığın kadrinde boğulmasın,
Fırsatçı kişilerin emellerinde mütemadiyen solmasın.
Neslin emanetinde olduğu asla unutulmasın ve hürmetle yâd edilsin.
Kim nisanın zarafetini anlamaz,
Ve derinliğinde korunan manalara kavuşamaz bilinsin.
Gülün masumluğu ve renklerinden tebarüz eden coşkun hazzı ödevdir.
Deşifre marifeti nitelik işidir,
Aklın ve sezginin ve hatta tefekkür eden zakirin.
Asla ihmal edemeyeceği bir kulak gerekçesidir ve hukukla bütünlüktür.
Kime hissiyatımı anlatacağımı hiç bilmiyordum.
Dost nefesleri özlüyordum ve vefayla anlamlı olmayı diliyordum.
Geri dönüşüm olmasın,
İhsan muhakkak bir karşılık beklentisiyle kurumasın.
Sevdanın harıyla anlamlaşsın, aşkın sahifelerinde hep koklansın.
Ahde vefa yormasın,
Sadakat yılgınlığı halin ikliminde fakirlik yaşamasın.
Aşk kalbin en müstesna suhuleti olarak anılsın ve hiç horlanmasın.
Zevkin ilk adımı olmasın,
Haz, heveslerle yoğrulup anlamsızlığa duçar olmasın.
Renklerle ve kâinatta anlamlaşan çiçekler ve dilekler kalbi bulsun.
Yıldızlar mahzunlaşmasın,
Meltem rüzgârı ve semadan inen yağmur sağanağı.
İdrakte ve hilkatte muvazene bulsun, aşk kalbi hakla buluştursun.
Nisanın asudeliği hissedilsin,
Yaprağın zarafetinde ve tomurcuğun bereketinde.
Mübarekliği kuşansın, hoyratlık ve Sırnaşlık kalplerinden uzaklaşsın.
Edebin güzelliğinde anılsın,
Hamiyetin yüceliğinde ve kelamın özünde kalsın.
Annelik payesiyle şakısın ve hasredilen cennetle baharları koklasın.
Bağnazlığın kadrinde boğulmasın,
Fırsatçı kişilerin emellerinde mütemadiyen solmasın.
Neslin emanetinde olduğu asla unutulmasın ve hürmetle yâd edilsin.
Kim nisanın zarafetini anlamaz,
Ve derinliğinde korunan manalara kavuşamaz bilinsin.
Gülün masumluğu ve renklerinden tebarüz eden coşkun hazzı ödevdir.
Deşifre marifeti nitelik işidir,
Aklın ve sezginin ve hatta tefekkür eden zakirin.
Asla ihmal edemeyeceği bir kulak gerekçesidir ve hukukla bütünlüktür.
Etiketler:
ruhumun hazin öyküsü,
ruhumun öyküsü
16 Kasım 2010 Salı
Hazin Bir Manzara
Kimisi dalgalarla boğuşup durur,
Sığınacak emin limanı yoktur.
Kimisi mazlumu, güçsüzü bulur,
İmandan nasipsiz, vicdanı yoktur.
Kimisi beladır bütün cihana,
Bütün tavırları zalimden yana.
Kimisi bir anlam veremez buna,
Eli, kolu bağlı imkanı yoktur.
Sığınacak emin limanı yoktur.
Kimisi mazlumu, güçsüzü bulur,
İmandan nasipsiz, vicdanı yoktur.
Kimisi beladır bütün cihana,
Bütün tavırları zalimden yana.
Kimisi bir anlam veremez buna,
Eli, kolu bağlı imkanı yoktur.
Etiketler:
hazin bir manzara,
hazin manzara
13 Kasım 2010 Cumartesi
Bülbülün Hazin Sonu
Ey gül! Güzelliğinle dillere destansın.
Bülbül ah ettikçe, sen nazlanırsın.
Dalında, inledi ah etti durdu!
Dikenlerin battıkça, rengin al oldu.
Öğlesine mağrursun, duymazssın onu.
Belkide sınavın senin de buydu.
Bülbül, güle sevdalı ağlar her gece.
Rabbine kavuşur biter işkence.
Ey gül! Nekadar gülersin bilinmez.
Bülbülün ahı, seni iflah etmez.
Bülbül ah ettikçe, sen nazlanırsın.
Dalında, inledi ah etti durdu!
Dikenlerin battıkça, rengin al oldu.
Öğlesine mağrursun, duymazssın onu.
Belkide sınavın senin de buydu.
Bülbül, güle sevdalı ağlar her gece.
Rabbine kavuşur biter işkence.
Ey gül! Nekadar gülersin bilinmez.
Bülbülün ahı, seni iflah etmez.
Etiketler:
bülbülün hazin sonu,
bülbülün sonu
12 Kasım 2010 Cuma
Hazin Bir Manzara
Önüme bakıyorum yeşil.
Sağıma bakıyorum yeşil.
Soluma bakıyorum yeşil.
Arkama dönüyorum yine yeşil.
Nereye baksam yeşil.
Nereye baksam;
Bu yeşil grayderler donatmış,
Ülkemdeki yeşillikleri.
Ne kadar da hazin.
Sağıma bakıyorum yeşil.
Soluma bakıyorum yeşil.
Arkama dönüyorum yine yeşil.
Nereye baksam yeşil.
Nereye baksam;
Bu yeşil grayderler donatmış,
Ülkemdeki yeşillikleri.
Ne kadar da hazin.
Etiketler:
hazin manzara
6 Kasım 2010 Cumartesi
Hazin Son
Güç yetmez ki gerçeğe, cenaze olacağız.
Elbiseler dolaba, anılar kalkar rafa.
Bu güzelim dünyadan birgün kaybolacağız.
Endişe, korku, özlem, çığlık düşer etrafa.
Mümkün değil unut demek.
Zehir olur yenen yemek.
Boşa gitmiş bunca emek.
Gitti herkes neden tek tek.
Endişe, korku, özlem, çığlık düşer etrafa.
Bu güzelim dünyadan birgün kaybolacağız.
Elbiseler dolaba, anılar kalkar rafa.
Güç yetmez ki gerçeğe, cenaze olacağız.
Elbiseler dolaba, anılar kalkar rafa.
Bu güzelim dünyadan birgün kaybolacağız.
Endişe, korku, özlem, çığlık düşer etrafa.
Mümkün değil unut demek.
Zehir olur yenen yemek.
Boşa gitmiş bunca emek.
Gitti herkes neden tek tek.
Endişe, korku, özlem, çığlık düşer etrafa.
Bu güzelim dünyadan birgün kaybolacağız.
Elbiseler dolaba, anılar kalkar rafa.
Güç yetmez ki gerçeğe, cenaze olacağız.
4 Kasım 2010 Perşembe
Hazin Hecesi
Belki bir hüzün gecesi,
Belki bir hazin hecesi.
İçinde hep çaresizliğin
Son cümlesi...
Belki bir hazin hecesi,
İçinde hep pişmanlığın
Son namesi...
Belki bir hazin hecesi.
İçinde hep çaresizliğin
Son cümlesi...
Belki bir hazin hecesi,
İçinde hep pişmanlığın
Son namesi...
Etiketler:
hazin hecesi,
hüzün gecesi,
son cümlesi,
son namesi
3 Kasım 2010 Çarşamba
Hazin Şiirler Biriktiriyorum Sana Dair
Paslı çiviler çakılı zihnimde.
Suspus mecalsiz dilim.
Hüznün orduları yanıbaşımda nöbette.
Rengini kaybetmiş yorgun gözlerim.
Geçerken zaman burgacından.
Işığa hasret biçare yüreğim.
Yalnızlığa direnirken bu can.
Issızlarında ürperir tenim.
Her akşamüstü yolculuktalar.
Bin kilit altındaki adımlarım.
Yüreğim darda yâr.
Yerle yeksan olmuş bütün surlarım.
Hazin şiirler biriktiriyorum sana dair.
Mutluluk cümlelerim eski bir sandıkta rehin.
Kaldı ki, sırdaşım olacak yine yağmurlar.
Yollardayım nereye çıktığını bilmediğim.
Suspus mecalsiz dilim.
Hüznün orduları yanıbaşımda nöbette.
Rengini kaybetmiş yorgun gözlerim.
Geçerken zaman burgacından.
Işığa hasret biçare yüreğim.
Yalnızlığa direnirken bu can.
Issızlarında ürperir tenim.
Her akşamüstü yolculuktalar.
Bin kilit altındaki adımlarım.
Yüreğim darda yâr.
Yerle yeksan olmuş bütün surlarım.
Hazin şiirler biriktiriyorum sana dair.
Mutluluk cümlelerim eski bir sandıkta rehin.
Kaldı ki, sırdaşım olacak yine yağmurlar.
Yollardayım nereye çıktığını bilmediğim.
Etiketler:
hazin şiirler,
sana dair,
sana hazin şiirler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)